Makaleler Edebiyat Hikaye ve Öyküler Çoklu İlişkilerdeki İlişkisizlik
Makale Başlığı: Çoklu İlişkilerdeki İlişkisizlik

Çoklu İlişkilerdeki İlişkisizlik

Yazar: Erdal Ergüler • Eklenme Tarihi: 24.11.2010 • Görüntüleme: 3.620

Özet:
Sabah o sarışın tüm endamıyla kafası üzerimde uyuyordu ama bende garip bir tiksinti başlamıştı, banyoya girdim, çıktığımda uyanmıştı, derse geç kaldığımı söyleyip ayrıldım evden. Gün boyunca beni aradı, akşam yeniden çağırdı, tekrar gittim ama bu sefer özür dileyip ayrıldım evden.

Kelimeler:
Çoklu İlişkilerdeki İlişkisizlik, erdal ergüler, ilişki, ilişkisizlik,aldatmak, hikaye, öykü, türk edebiyatı,

ÇOKLU İLİŞKİLERDEKİ İLİŞKİSİZLİK
Erdal Ergüler

Seda ile karlı bi' kış akşamı tanışmıştım, yerlerin buz olduğunu fark etmemem üzerine ayağım kızın ayaklarına dolanmış, birbirimize geçmiştik. İlk görüşte aşk derler ya bizimki daha ötesiydi, birbirimizi görmeden kucaklamıştık. Üniversite hayatım düzensizlikle geçti fakültemde devam zorunluluğu olduğu için beni sıkardı çünkü bana sadece sosyal faaliyetler ve gelişmeyi tarif ederdi üniversite,bir ekmek kapısı değildi. Ben de gereğini yerine getiriyor kampüs kampüs geziyor ne var ne yok inceliyordum. Seda ise derslerini kaçırmayan sıkı bir öğrenciydi.Ayrı bölümlerin öğrencileriydik, ayrı dünyaların değil.

-Erol nerdesin aşkım?
-Dersteyim, gece oturdum bir sürü ödev hazırladım onları teslim edeyim.
-Tamam,kaçta çıkarsın?
-Bilmem ki, bu hocanın sağı solu hiç belli olmaz.
-Tamam ben 3'te çıkacağım, sen çıkmamış olursan, hergele(*1)'de seni bekliyorum.
-Tamam.

Click

-Ya oğlum doğru dağıtın şu kartları bir telefon çalıyor hemen başlıyorsunuz sahtekarlığa.Benim uzamam lazım beyler,Tuğba’ya gitmem lazım, trafik sıkışmasın.
-Olur kanka,bak keyfine.

Tuğba ile aynı bölümdeydik, alt sınıfın öğrencisiydi, ben 3 dönem derslerimi veremediğim için aynı sınıftaydık. Garip duygular içerisindeydim. Sorarsanız eğer; Seda’yı seviyordum, aşıktım ona ama Tuğba’da beni çeken bir şeyler vardı, fakültenin en güzel kızıydı diyebilirim fakat hayata küsmüştü behçet hastasıydı ve sürekli ölümden bahsederdi, ilk zamanlar onu bir arkadaş gibi dinler umut verirdim bu durum gitgide bir tutkuya dönüştü, onunla birlikteyken Seda’yı unutuyordum, ikisi de olmadan yapamıyordum.

-Bebeğim benim, nasılsın? Muah.
-İyiyim, bugün de girmedin derse.
-Ya benim girmem zorunlu değil, hem senden notları alırım,sınava gireyim yeter.
-Tamam, bugün nereye gidiyoruz?
-Hmm... Saat de 2 olmuş, bugün ben hastaneye gitmeliyim teyzemi yatırmışlar, çok kötüymüş durumu.
-İyi, birlikte gidelim işte.
-Ya hastane orası, moralin bozulur, canın sıkılır,sen ben gibi değilsin, kötü olmanı istemem. Ben seni bırakayım eve, ordan hastaneye geçiyim.
-Tamam pekala.

Böyle sürüyordu yaşamım.Tuğba’yı eve bıraktım, Seda’ya giderken telefonum çaldı.

-Erol dün kütüphaneye uğramadın merak ettim.
-Haa Aslı naber.
-İyiyim ne diyeceğim.Bizimkiler tatile gittiler, erkek kardeşim de ders başı yaptı Balıkesir'de.Bugün bize gel iki tek atalım.patates de kızarttım.
-Hmm..Tamam geliyorum.

Kaçırılmayacak bir fırsattı. Seda’ya da uydurdum bir şeyler. Aslı büyük ablam yaşında, sarışın yeşil gözlü güzel bir kadındı, kütüphanede tanıştığım bir doktor asistanıydı, kitapları okur tartışırdık, arkadaştık, aramızda bulunan 5 yaş farkın bizi umduğum noktalara getirmeyeceğini düşünerek gittim.Gece yemeklerimizi yedik içkilerimizi içtik, 2 birada kendini kaybetmişti.

Sabah o sarışın tüm endamıyla kafası üzerimde uyuyordu ama bende garip bir tiksinti başlamıştı, banyoya girdim, çıktığımda uyanmıştı, derse geç kaldığımı söyleyip ayrıldım evden. Gün boyunca beni aradı, akşam yeniden çağırdı, tekrar gittim ama bu sefer özür dileyip ayrıldım evden, yaptıklarımızın yanlış olduğunu söyledim, garip bir şeydi; Seda ve Tuğba’yı arama, görme ihtiyacı duyuyordum. Aslı’yı beğeniyor karşı koyamıyordum, sonuna geldikten sonra bir kaçma ihtiyacı duyuyor ama çağırınca yine gidiyordum. İlerleyen vakitler telefonlarımı kapatıp( ki hep 2 tane vardır değiştirerek birini taşırım) ,günlerce Aslı’da kaldım.
Durum gittikçe zorlaşıyordu benim için. Aslı’ya hayatımda birinin olduğunu söyledim, yine özür diledim..Okula döndüğümde Tuğba’yı buldum teyzemin durumunun ağırlaştığını günlerce orda kalmam gerektiğini, şarjımın bittiğini falan anlattım. Fakat biz sarmaş dolaşken Seda geldi bizi gördü susmadı tabi bağırdı çağırdı, dahası suratıma tükürdü, sonraları aksilikler peşimi bırakmadı.
Aynı Günün Akşamı Evdeyken

Zırrr..Çat..Küt..pat..

-Anne ne oluyor?
-Oğlum deprem, sakin ol.
-Anne gidiciyiz galiba.
-Sus salak salak espriler yapma da,şu kolonun altına eğil.

Apartman yıkılmıştı, enkaz altında kaldık annem ve ben, annemden ses alamıyordum, babam ve 2 ablam dışarıdaydı, acaba ne alemdeydiler? Ertesi sabah uyandığımda 2 telefonumun da cebimde olduğunu fark ettim tam ablamları arayacakken telefonum çaldı

-Efendim
-İyi günler Erol Bey, ben Garanti Bankası’ndan Necla.
-Eee
-Ödenmemiş taksit tutarınızı 2 milyardır.
-Tamam kes lan,kes
-Siz benimle ne biçim konuşuyorsunuz,ödememeniz halinde haciz işlemi başlatacağız.
-Başlatın lan, başlatmazsanız adisiniz, şu an üzerinde oturduğum çekyatı özellikle alın, gerçi biraz yayları dışarı fırlamış ama olsun siz yaptırırsınız hadi başlatın.

Akuttu falandı filandı aradım sağ salim çıktım ordan, annemin de durumu iyiydi, Tuğba’yı aradım ulaşamadım, çok özlemiştim onu. Seda’yı tamamen unutmuşum, aradım Seda çıktı sadece özür diledim.Günlerce Tuğba’dan haber alamamıştım, kız üstelik hastaydı, fakülteye gittiğimde en yakın arkadaşı Derya suratıma tükürdü,Tuğba’nın ilaç yutup intihar ettiğini, ailesinin beni aradığını fakülte yönetimiyle falan da görüştüklerini söyledi. İçime feci bir acı oturmuş gözlerim dolmuştu. Ailesi ile de görüştüm, ruh gibi olmuştum, günler haftalar, ylar geçti odamdan çıkmadım, arada Aslı ile konuşup ona gittim sadece, f akat bu karanlık ruhu üzerimden hiç atamadım, Seda’da arıyordu diğer yandan. İnsanın bir acıyı yıllara sığdırması nasıl bişeydir bilir misiniz, kişiliğinin birkaç olaydan sonra tamamen değişmesini. Aslı ile görüşmem 3 seneye varmıştı bu zaman zarfında ve ilk defa oturup düşünmüştüm yalnız kaldığım odada, 3 sene boyunca bir kadının evine ve kendisine girip çıkmaktan ibaret bir şeydi bu,Tuğba’dan sonra kendimden nefret ettim.Uzun bir süre kimseye yanaşmadım. Sonraki ilişkilerimde sadece sevmeyi öğrendim emek vermeyi, empati yapmaya başlamıştım, başka hayatları düşünmeye, bu müthiş bir yalnızlık yaratmıştı,hayatım her türlü insanın ruh halini,duygularını irdelemekle geçmeye başlamıştı.Sonra Gülşah’la tanıştım sürekli nabzını tutup isteklerini keşfediyor yerine getiriyordum, senin gibi bir adam daha yok yeryüzünde sen meleksin dedi ve beni terk etti, üstelik evlenelim dediğim halde.İlk defa terkedilmiştim çok koydu. Bir intihar, bir enkazdan sonra başkası olamazdım,terk edilmelere gebeydim.

(1*) Hergele Meydanı:İstanbul universitesinde edebiyat ile fen fakultelerinin arasındaki kapali mekan