Makaleler Biyografiler Heykeltraşlar Mehmet Aksoy (1939-)
Makale Başlığı: Mehmet Aksoy (1939-)

Mehmet Aksoy (1939-)

Yazar: Mehmet Aksoy • Eklenme Tarihi: 25.02.2005 • Görüntüleme: 6.136

Özet:
1939 Mayıs’ında Kesap’ta doğdu. Kesap, Yayladağ’ı çevreleyen dağlar arasında bir kasaba; şimdi Suriye tarafında kaldı. Hatay’ın "ilhak"ından sonra aile baba ocağına, Yayladağ’a döndü

Kelimeler:
Mehmet Aksoy, heykel, heykeltraş, sanatçı

1939 Mayıs'ında Kesap'ta doğdu. Kesap, Yayladağ'ı çevreleyen dağlar arasında bir kasaba; şimdi Suriye tarafında kaldı. Hatay'ın "ilhak"ından sonra aile baba ocağına, Yayladağ'a döndü. 

Yani Mehmet Aksoy Yayladağlı.
 
İlkokulu da Yayladağ'da okudu. Mehmet Aksoy'un yaşamöyküsünde o yıllardan aktarılmaya değer fazla ayrıntı yok. Ama, Nazmiye öğretmen var. İlkokul birinci sınıfta, eline ilk kez kalem almış ve ilk kez kağıt görmüş bir çocuktaki resim yeteneğini zamanında keşfeden ve keyfinin coşkusunu çocuğa aşılayan öğretmen. Ortaokulun birazını Hatay'da, kalanını Tarsus'da okudu. Liseyi ise Antakya'da bitirdi. O yıllardan aktarılmaya değer tek anı var: Aşık olduğu kızın rölyefini (kabartma heykel) bir çakı ile okulun bahçe duvarındaki taşa kazıyan bir Mehmet Aksoy... İlk Okuldan itibaren "Akademi'ye gideceğim ve ressam olacağım" dedi. 1960 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nin (İDGSA) giriş sınavını kazandı ve resim bölümünde öğrenci oldu.  Ama resim öğrencilerine ek ders olarak okutulan modlaj (heykel) dersinde Şadi Çalık, "heykeltıraş"ı gördü ve onu önce heykel bölümüne, sonra da heykel sanatına kazandırdı. Akademi 1967'de bitti. İki yıllık askerlikten sonra Mehmet Aksoy, Akademi'ye asistan oalrak girdi. 1970'de dünya heykelini tanımak için asistanlığı bıraktı ve kazandığı devlet bursuyla Londra'ya gitti. Londra'da heykel eğitimi veren bir okula girmedi. Ama British Museum başta olmak üzere bütün müzeleri "çılgınlar gibi" gezdi; dünya heykel sanatını yakından tanıdı. Londra'da o sıralar heykel sanatına eemen olan "conceptional art"ı kendisine çok uzak hissetti. Zaten Londra'yı da bir türlü sevemedi. 1971 sonunda Berlin'e geçti. 1977'ye kadar orada kaldı. Berlin'de Hochschule der Künste'de (HDK) öğrenci oldu ve 1977'de master'ını tamamlayarak mezun oldu.
Öğrenciliği sırasında kendini Berlin'deki çok canlı siyasal atmosfer ve çalkantıların içinde buldu. Berlin'deki Türk Akademikerler ve Sanatçılar Derneği'ni kurdu, Toplumcular Ocağı'na üye oldu. O dönemdeki bütün politik etkinliklere katıldı. 1976'da Antalya Film ve Sanat Şenliğiéne katıldı ve kamuya açık bir heykel çalışması ile iki ayda İşçi ve Çocuğu heykelini bitirdi. 1977'de Berlin'de Nazım Hikmet Projesi'ni hazırladı ve yürüttü. Bir yıl kadar daha Berlin'de kalıp serbest sanatçı olarak çalıştı. 1978'de Türkiye'ye döndü ve Akademi'de (İDGSA) öğretim görevlisi oldu. 1980 sonunda, 12 Eylül koşulları yüzünden Türkiye'de kalamayacağını gördü ve yeniden Berlin'e döndü. 

İkinci Berlin dönemi, Mehmet Aksoy'un heykeltıraş olarak hızla yükselişine ve "Heykel de yapan bir yabancı, bir Türk'ten Almanyanın ve hatta Avrupa'nın en önemli, en ünlü heykeltıraşları arasına girdiği sürece denk gelir. Berlin Kranoldplatz'daki Buluttan Sevgililer Kreuzberg'deki İş Göççüleri, Cemalin Rüyası heykelleri bu dönemde yapıldı. Mehmet Aksoy'un "ikinci Berlin dönemi" Asker Kaçağı heykeli ile taçlandı ve sonlandı. Almanya'da büyük siyasal çalkıntılara, tartışmalara yol açan, günler boyu ülke gündemini belirleyen Asker Kaçağı heykeli uzun süren yolculuklardan ve sergi gezginliğinden sonra Postdam kentinde Einheitplatz'a (Birlik Meydanı) dikildiğinde, Almanya'da "duvar" yıkılmıştı ve Mehmet Aksoy da Türkiye'ye dönmüştü (1989). 1989'da 2. İstanbul Bienali'ne Aya İrini Kilisesi'ndeki Şahmeran Masalları projesi ile katıldı. Bir yıl sonra (1990'da), Ankara'da 3. Asya-Avrupa Bienali'nde ressam Adnan Çoker'le birlikte Türkiye'yi Mehmet Aksoy temsil etti ve Bienal'in sonunda büyük ödülü kazandı. Aynı yıl Ankara Sanat Kurumu, Mehmet Aksoy'u plastik sanatlar dalaında yılın sanatçısı seçti ve Ayrılık heykeli, İstanbul Bebek'te Merchant Bank önüne dikildi. 1991'de ise Sedat Simavi Ödülleri'nde plastik sanatlar dalında, yılın sanatçısı ödülü Mehmet Aksoy'a verildi. 1991'den sonra Ankara'da üç yıl süren bir dizi proje hazırladı. Ancak siyasal çalkantı ve değişiklikler hiçbirini tamamlama olanağı tanımadı. Daha önce yaptığı bir heykelin dikildiği Altınpark'ta ise, donemin Belediye Başkanı Melih Gökçek "heykellere tükürdü" ve Aksoy'un Ankara serüveni olaylı ve kente bir heykel dikemeden bitti. 1995'te İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) binası önüne Ayı-Boğa heykelini yaptı. 1996'da Selçuk'ta Kurtuluş Yolu adlı anıt-heykele başladı ve üç yılda bitirdi. O yıl hem atölye, hem konut olarak kullandığı, İstanbul Cumhuriyet Köyü yakınındaki ünlü Böcek Ev de tamamlandı ve Aksoy "göçebe heykeltıraş" yaşamından kurtularak yerleşik düzene geçti. 1998'de İstanbul'daki Cumhurbaşkanlığı resmi konutu olan Huber Köşkü'ne bir Atatürk heykeli, bir de İo heykeli yaptı. Ardından İş Bankası Kuleleri'ndeki ünlü Kybele çeşmesi heykelini 2001 yılında bitirdi 

Katıldığı Sergilerden Bazıları: 

1970 Darrüşafaka Galerisi - İstanbul (Kişisel) 1975 "Mehmet Berlin'de" - Berlin 1977 Nazım Hikmet'in anısına. 1980 İ.D.G.S.A İstanbul (Kişisel) 1982 Kunstamt Kreuzberg, Berlin (Kişisel) 1982 Kunstquartier, Berlin'de yabancı sanatçılar sergisi Oberhausen Devlet Galerisi'nde Hanefi Yeter, Akber Behkelem ile birlikte sergi 1983 "300 Sene Sonra Türkler" sergisi 20. Yüzyıl Modern Sanat Müzesi Viyana, "Eylül'de bir hafta" sergisi Alfred Hrdlicka Hanefi Yeter Eisler, Galen Edition 1984 Rationalisierung Statliche Kurtshalle, Berlin. 1984 Übersee Museum Bremen (Kişisel) 1986-87 "Das Andere Land" Almanya'da yabancı sanatçılar. (Gezici Sergi) 1987 Galeri am Chamissoplatz Berlin (Kişisel) 1989 Urart Sanat Galerisi, Ankara (Kişisel) 1990 Urart Sanat Galerisi, İstanbul (Kişisel) 1991 İstanbul Resim ve Heykel Müzesi Bahçesi’nde sergi 1992 Galeri Zoon Sergi 1998 Yurt ve Dünya Galerisi sergi 2002 – 2003 İş Bankası Kuleleri Kybele Sanat Galerisi "Çekicin Rüzgarı’nda Kırk Yıl" retrospektif sergi Sanatçı, halen aktif bir yaşam sürdürmekte olup, yurt içinde ve yurt dışında çeşitli etkinliklere ve seminerlere katılarak sanatçı olmanın getirdiği sorumlulukları yerine getirmekte, bilgi ve tecrübelerini diğer sanatçılar ve insanlarla paylaşmaya devam etmektedir.